Zor Yıllar...

“Bu sanatçıyı tanıyabildiniz mi?” türünden haberlere ulusal gazeteleri internet üzerinden takip edenler hemen her gün rastlarlar. Eğer aylak bir ana denk gelmişse bazen göz attıkları da olur.
Bugün hokka gibi burunları, modern taranmış saçlarıyla görmeye alışık olduğumuz yıldızların yıllar önceki görüntüleri bizi bile rahatsız ederken onlara neler düşündürür tahmin etmek güç değil.
Eski resimlerine bakıp saçını, 32” ekran gibi duran gözlüğünü ya da pantolonunun yüksek belini görüp de gülümsemeyen yok gibidir. Kimileri konuyu daha da ciddiye alır eski resimleri köşe bucak saklamaya çalışır. Kâh resimdeki görüntüsünün verdiği rahatsızlıktan, kâh resimdeki zamanın verdiği rahatsızlıktan…
Tut ki resimleri kaldırdın, anıları kaldırıp bir kutuya koymak kolay mı?
Özellikle lise yılları, Livaneli’nin sözlerindeki gibi zor yıllar, kimimiz için her dost toplantısına konu olacak denli keyifli, kimimiz için de hatırlamak istemeyeceğimiz denli hayal kırıklıklarıyla dolu yıllar.
Lisede her şey uçlarda yaşanır...
En küçük şaka dünyanın en komik olayı, en ufacık sorun dünyanın en büyük derdi olur çöker omuzlara. Arkadaşlar candan öte, küskünlükler can kırıkları olur oturur yüreklere.
Lisede herkes kozasını örer...
Kimi bilinçle, ailesinin desteğiyle, sevgiyle, keyifle örer kozasını, kimi anın getirdikleriyle, tesadüfle, şansına, oluruna örer…
Kozasını delip hayata kanat çırpan birer kelebek olunca ya kozayı beğenmediğimizden dönüp bakmak ve hatırlamak istemeyiz ardımıza ya da önümüze serilen onca çiçeğe uçmak varken hatırlamayı unuturuz.
Ben lise yıllarımı hatırlamayı tercih ediyorum, hem de sevgiyle ve şükranla hatırlamayı…
Bu yazıyı yazabiliyorsam daha da geriye gitmeli ve yâd etmeliyim.
Her ne kadar mesleki donanım sahibi olmamı sağlayan üniversite eğitimim olsa da bugün konuştuğum güzel Türkçemi bana sevdiren Gelenbevi Ortaokulu’nda gördüğüm Türkçe dersleriydi.
Keskin bir zekâya sahip, tatlı sert Türkçe öğretmenim Sayın Ayşen Hesapçı’ya şükranlarımı sunuyorum.
Lise yıllarında, ileride ne işimize yarayacağına anlam vermekte güçlük çektiğimiz, külfet gördüğümüz, bugünse bize muhakeme yeteneği ve analitik düşünme becerisi kazandıran dersler için tüm öğretmenlerime sevgilerimi sunuyorum.
Efendim bu sepya tonlardaki yazıma sebep, mezun olduğum lisemin yaklaşan pilav gününü duyuran bir ileti almış olmamdır, durduk yere hicranlanmam değil.
Lisemizin geleneksel Pilav Günü 25 Ekim Pazar günü okulumuz binasında gerçekleşecek.
Tüm çalışmaları ve değerli katkılarından ötürü Pertevniyal Lisesinden Yetişenler Derneği yönetimine, Sayın Rıdvan Eriş’e ve Sayın Tülay Bal’a teşekkür ediyorum.
Pertevniyalli dostlarımızı, tırtıl olduğumuz zamanlarda gözümüze kocaman görünen, şimdi mütevazı bulduğumuz bahçemizde yeniden görmek dileğiyle…
Bu yazıyı, beş yıllık bir lisede beşinci yılına başlamış oğlumun dehşet içinde okuyacağını görür gibiyim :)
Sevgiler
4936 kez okunmuş Şahnur Karaağaç