Bu bir ilandır: PATRON ARANIYOR!
Köşe Yazısı - 12 Mart 2010, Cuma

PATRON ARANIYOR!
REF: AGP ( Adam Gibi Patron)
- Şirketinde çalıştırdığı insanların “köle” ve “öcü” olmadığını,
- Çalışanları değil, onların emeğini satın aldığını
- Yüz yüze konuşmanın arkadan konuşmaktan daha etkili olduğunu,
- Çalışanları birbirine düşürerek ve şirket içerisinde ilişkileri kızıştırarak verimin artmayacağını,
- İyi ilişkileri olan çalışanların kendisi için bir tehlike olmadığını,
- “Günaydın”, “Kolay gelsin”, “İyi akşamlar” demenin borç para vermek olmadığını
- Kendisinin olmasa da birlikte çalıştığı insanların özel yaşantılarının olduğunu,
- “Lütfen” demenin utanılacak bir şey olmadığını
- Çalışanlarıyla aynı asansöre binmenin, aynı yemekhanede yemek yemenin, aynı otoparka park etmenin onu düşürmeyeceğini,
- Patron olmanın emirler yağdırmak demen olmadığını,
- Çalışanlarının arasında kendisinden daha zeki ve daha yaratıcı insanların olabileceğini,
- Okul okumuş, tahsilli çalışanların kendisinde ego problemi yaratmaması gerektiğini,
- Saygının el pençe divan durmak olmadığını,
- Her cümlenin sonuna yerleştirilen “efendim” kelimesi ile efendi olunamayacağını,
- Mesai saatinin bitiminde “ne oldu, çıkıyor musunuz?” sorusunun başarıyı asla getirmeyeceğini,
- Her seferinde mesai saatinin bitimine 10 dakika kala toplantı yapmanın demotive etmek dışında başka hiçbir işe yaramadığını,
- Geç gelenler listesinin erken gelmeyi sağlasa bile başarıyı arttırmayacağını,
- “Saygı duyulacak iş”, “saygı duyulmayacak iş” diye bir ayrımın olmadığını, yapılan her işin şirkete mutlaka bir katkısının olduğunu,
- “Özür dilerim”, “üzgünüm” kelimelerinin patronluk sıfatını alaşağı etmeyeceğini,
- Çalışanların mesai saatleri içerisinde birbirlerini ziyaret etmelerinin “lay lay lom” demek olmadığını, bir ihtiyaç olduğunu,
- Çalışanların bir araya gelip sohbet etmelerinin kendisi için bir komplo olmadığını, sadece birbirleriyle paylaşımda bulunduklarını,
- “Benim telefonlarımı kendi işleri için kullanamazlar” diyerek çalışanların dahili hatlarını aramalara kapatmanın kötü bir niyet olduğunu,
- Hasta olan bir çalışanı için “geçmiş olsun, bir şeye ihtiyacı var mı acaba?” demenin “kesin maaşından, evde yatıyor” demekten çok daha iyi sonuçlar doğurduğunu,
- Tüm teknolojik olanakları kullanarak çalışanları dakika dakika izlemenin psikolojik bir sorun olduğunu,
- Çalışanların şirkete bağlılıklarının artmasının o şirketin geleceği için hayati önem taşıdığını BİLEN
- Her şeyden önce KENDİSİ ve bütün dünya ile BARIŞIK OLAN
PATRON aranıyor!
İlgilenen patron adaylarının niyetlerini anlatan kapak mektupları ve özgeçmişlerini REF: AGP kodu ile 15 Mart 2010 tarihine kadar gulayakcakoca@tasarim-atolyesi.com adresine göndermeleri rica olunur.
Tüm başvurular gizli tutulacaktır.
7131 kez okunmuş Gülay Akçakoca

Yorumlar
eren kaya 14 Mart 2010, Pazar
şöyle deseydiniz : şirketlerde işçi profilinde ve davranışında patronlukta nirvanaya ulaşmış şahsiyetler aranıyor
Yorum yapabilmek için üye girişi yapmış olmalısınız.