Bu Şehirde
Köşe Yazısı - 20 Mayıs 2005, Cuma

Ağır gelir bazen,
yorar beni...
Aman canım napayım Emirgan'da içilen bir bardak çayını,
Beylerbeyi Cami'nin karşısında, Taner'de yenecek çipurayı,
Fenerbahçe sahilinden Caddebostan'a kadar yürümüşüm bir pazar sabahı ne çıkar,
Avize alacaksam Şişhane, kokoreç yiyeceksem Çiçek Pasajı'nda Şampiyon varmış bana ne?
Seçip karıştırmaksa merakım Fatih'e kadar uzanır Çarşamba Pazarını gezermişim,
Yok eğer vitrin bakmaksa meramım, Bağdat Caddesi de emrime amadeymiş Nişantaşı'da,
Muhsin Ertuğrul sahnesi bir yanda, Yayla sanat merkezi öbür yandaymış,
Bir yanda Sülaymaniye arşı delerken, öte yanda Galata'sı hayret verirmiş,
Ne var yani Kız kulesi, zerafetle dalgalara meydan okuyorsa,
Çengelköy'ün bademi, Ortaköy'ün incik boncuk tezgahları varsa, kime ne?
Ağır gelir işte İstanbul bazen,
yorar beni...
Sonra düşünürüm,
Tam oradayken,
Boğazın üstünde inci bir kolye gibi asılan köprünün orta yerinde,
Bir sağ omzumdan bakar düşünürüm, bir de solumdan,
Tıpkı selam verir gibi,
Her şeyine rağmen seviyorum bu şehri derim içimden,
Dersaadet... Mutluluk Kapısı...
Ne de güzel demişler.
Sonra tekrar düşünürüm, evleri boğazın bir yanında, işleri öbür yanında olan insanları.
Hani çoklukla, adım adım ilerleyen trafikle her sabah ve her akşam boğuşan insanları,
Dünyanın hangi ülkesinde, hangi şehrinde sabah akşam kıtalar arası yolculuk yapan var?
Biz alışmışız, gözümüz alışmış, aklımız öylece kavramış,
Biz kıtaların buluştuğu, öpüştüğü yerdeyiz...
Belki geç uyandık, çok sonra aklımıza geldi her iki kıtanın girişine hoş geldiniz yazmak,
Belki hala uyanamadık, OGS için uluslar arası bir ibare koymadık,
Olsun biz kıtaların buluştuğu, öpüştüğü yerdeyiz...
Uygulamada, beklediğim, içimi ürpertecek, gururla dolduracak, vakurla gülümsetecek bir organizasyon olmadı ama
Kıtaların buluştuğu yerde bir tenis maçı yapıldı ya olsun.
6755 kez okunmuş Şahnur Karaağaç
Yorum yapabilmek için üye girişi yapmış olmalısınız.