Altın Müşteri Ödülü
Köşe Yazısı - 21 Mart 2006, Salı

Konu açılmışken belirteyim işin aslı Kiremitçi’nin sandığı gibi değilmiş, bir rock müzik yarışması düzenliyormuş Jack Daniels ve katılım beklenenden az olunca danışmak istemişler.
Jack Daniels arayınca duyduğu anlık haz konuyu öğrendiği anda boğazından yakarak inivermiş bir anda…
Ben de Önder Bey gibi, hep Coca Cola’dan telefon, plaket ödül filan bekledim, yıllardır en sadık müşterileri olduğum için. Bir gün bunu keşfedip Altın müşteri ödülüne layık görüleceğimi umdum. Ödül filan beklediğimden, ramazanda kalbimize dokunmaya çalışan reklamlar izlettiklerinden, özgür hissettirdiğinden ya da ince belli şişesinden ötürü değil benim sadakatim. Sadece bağımlılık.
Öğrencilik yıllarıma dayanan bir bağımlılık. Ailemden uzakta geçen öğrenciliğimin unutulmaz bir parçasını salçalı makarna ve patates kızartması oluşturduğundan olacak, tencere yemeğine hasret mideme, bu kuru yiyecekleri iteleyecek kuvvetli bir içeceğe duyulan ihtiyaçtandır olsa olsa. Öğrencilik yıllarımdan başlayan bu birliktelikte ne nefis bir kırmızı şarap ne mis gibi köpüklü yandım çavuş ayranı onun yerini alamadı bir türlü.
Bir dönem işletmesini yürüttüğüm bir restoran için içecek anlaşması yapmam gerekiyordu. Masaya oturduğum Pepsi’nin sağladığı avantajlar Coca Cola’dan fazlaydı. Az daha, pekiyi burada Pepsi satar, odamda Coca Cola içer, eve giderken de 1 litreliğini torbamda taşırım, maksat işletme kazansın diyecek olmuştum. Ancak tam da siparişini verip iştahla yemeğini beklerken Pepsi ile karşılaşıp iştahı kaçan ben aklıma gelince, böyle takıntılı insanlar mutlaka vardır, bir ben değilim ya deyip anlaşmadan vazgeçmiştim. Bazen kalple düşünüp beyni dinlendirdiğimiz zamanlarda olduğu gibi.
Aramızdaki ilişki hep böyle gitti ve Coca Cola yüzümü hiç kızartmadı sanmayın. Bir gün beni utandırdı, çok mahcup etti.
Çocukları olanlar bilir, anneler için ilkokul öğretmenlerinin önemi büyüktür. Veli öğretmen görüşmelerinde ilgili munis ve modern anne kimliğimizle oturup tüm ilgimizle öğretmeni dinler, kendi çocuğumuzla ilgili övgü dolu bir şey söylese de aynı bakışlarla oturan diğer velilerin yanında şöyle omuzlarımızı geri atıp çenemizi azıcık yukarı dikebilsek isteriz.
İşte böyle bir toplantıda, normalde oğlumun oturduğu masada yerimi almış hiç tanımadığım velileri süzerek öğretmeni dinliyordum.
Öğretmen, çocukların ev içinde daha katılımcı ve paylaşımcı olmalarını sağlamak için onlara çeşitli küçük görevler verdiğini, bizlerin de bunu destekleyerek sürdürmemizi istediğini anlatıyordu. Kızlara masa kurulurken tabakları yerleştirmelerini, erkeklere de bardaklara su doldurmalarını söylemiş. Bundan sonra bu görevler sizin, ben de takipçinizim demiş. Tüm öğrenciler onaylayıp görevini kabul etmiş, biri dışında.
Buraya kadar anlattıklarını tebessümle dinliyorum, her şey yolunda. Bir anda öğretmenin sadece bana baktığını fark ettiğimde sözler zaten dudaklarından dökülmeye başlamıştı bile.
“Alican hariç” dedi. “Çünkü sizin evde yemekte su içilmezmiş, çocuk nasıl bardaklara su doldursun!”
Ben ağzımı mı kapatayım?, yutkunayım mı yoksa cevap mı vereyim diye düşünürken öğretmen devam etti.
“Sizde yemekte sadece Cola içilirmiş!”
Tüm karizmasını uğruna feda eden ben altın müşteri ödülünü hak etmiyor muyum sizce?
Sevgiler
7221 kez okunmuş Şahnur Karaağaç

Yorumlar

Erdogan Aktaş 21 Mart 2006, Salı
Şimdi bu yazı üzerine ödül bekliyorsan ve de alırsan Coca Colayı mahkemeye veririm.. Eve aldığım 15 lt. suyu 2 ayda, 1 lt.´lik 4 ´lü kolayı 2 günde bir alırım.Tüm Cola promosyonlarından yararlanmış, mutfağımdaki tabak ve bardaklar Coca Cola´nın her çeşidiyle dolmuştur.
Ancak beni bu ürüne bu kadar çok bağlayan nedir biliyor musunuz?
Koşulsuz müşteri memnuniyeti! Herhangi bir promosyon ürününü bulamadığım ya da alamadığımda telefon ediyorum 2 saat sonra kurye ile kapımda. Daha ne olsun?
Ödül benim.


onder 21 Mart 2006, Salı
Sevgili Şahnur kalemine sağlık, senin yazdıklarını okumak büyük keyif. Gelecek yıl bu yazdıklarının kitap olduğunu ve kitap fuarında imza dağıtırken görebiliyorum şimdiden :) Yazdıklarını okurken şu geldi aklıma. Biz sürekli bu markalarla ve ürünlerle el ele kol kola yaşıyoruz. Karşımızda hep onları görüyoruz ama onlar bizi pek görmüyor. Bir nevi Cem Yılmaz´ın dediği "Zeki Müren de bizi görecek mi" duygusu hakim hepimizde. Ame Zeki Müren bizi hiç görmüyor... :)

Ali KARAAĞAÇ 21 Mart 2006, Salı
Hay "kokakola" kadar taş:)Ona koşulsuz müşteri mutluluğu yerine koşum vurulmuş müşteri denir bikerem:))
Tabak bardak veriyomuş. O tabak bardakla misafir ağırlada göreyim seni.
Gerçi eşimin bağlılığı gerçekten de koşulsuz.
Allah bir daha yaşatmasın şu büyük depremde biz de yerden 20 m yüksekteki dairemizde büyük çoğunluğun duyduğu dehşetle fırladık yataklarımızdan. Felaketin farkına 5 dakika sonra vardığımızda biz hariç 12 daire bahçede soluğu almıştı.
Onlar bir birlerini kontrol ederken kimi bornozlu, kimi pijamalı, olmadığımızı fark ettikleri sırada biz çıkıyorduk kapıdan.
Bir erkek, bir kadın üzrimizdekiler herkesinkinden farklı değildi. Tek fark, eşimin elinde çantasından daha sıkı sarıldığı yarısı içilmiş 1 litrelik Colacola olmasıydı.
Yani bizim hanede " Yangında ilk kurtarılacaklar" arasındadır.
Bir de tepki anektodu tebessüm olsun diye...
Yıllar önce bir yaz akşamı Maltepe sahilindeki mağzalar önündeyiz birkaç aile. MADO serin serin bizi davet etti kendine.
Hemen herkes dondurma çeşitlerini sorgulamada, eşim hariç.
O garsondan Kola istedi.
Garsonun cevabı
- Bizde asitli içecek satılmaz.
Eşimin tepkisi.
- Ben Sülfirik asit istememiştim ki
:)
Canınız sağolsun. Afiyet olsun. Ayranı da deneyin arada bir, Sodayı da.


emel yüksel 5 Haziran 2007, Salı
şahnur hanım bir kere daha size hayran kaldım . Tek kelimeyle cümlemi bitirmek istiyorum muhteşem bir insansınız kaleminiz de yüreginizde beynininizde gönlünüzde..... muhteşem . Önünüzde saygıyl egiliyorum .sevgiler.
Yorum yapabilmek için üye girişi yapmış olmalısınız.